top of page
Yazarın fotoğrafıAlexander Joseph Walker

Fıkra nerede ?


Bugünkü yazımda sizlere bir fıkra anlatmak istiyorum.


Az önce okuduğunuz cümle sizi bir beklenti içine soktu, değil mi? İşte hayat da tam olarak bu tür beklenti tuzaklarıyla dolu. Peki ya fıkra? Fıkra yazacağımı söylemedim, anlatacağımı söyledim.

Beklentiler ve belirsizlikler... Aslında çoğumuzun aşina olduğu konular bunlar. Anda kalmak, meditasyon yapmak ve daha fazlası... Ancak hangimiz bu tuzakların kaçının farkındayız? (Bu soruya kendimi de dahil ediyorum). Yani, bize cevabını veremeyeceğimiz sorular sorduran ve cevabını bulsak bile kontrol edemeyeceğimiz sonuçlarla boğuşmamıza neden olan bu iki fenomenden, günlük hayatımızda ne kadar etkilendiğimizin kaçımız farkında?


Peki ne yapacağız, ömrümüzü bu tuzakları fark etmeye çalışarak mı geçireceğiz? Bu da uzun süre kafamı meşgul eden sorulardan biriydi. Cevap bulabildim mi? Evet, kendi adıma bir cevabım var, ama bu cevap benim için anlamlı ve faydalı olan bir cevap.

Yoga, meditasyon nasıl yapılır, insan beyni.

"Beyin, seni hayatta tutmak için sürekli çalışan bir organ. İnsanlık geliştikçe hayati tehditler azaldı, ancak limbik sistemimiz aynı kaldı. Beyin yine de görevini sürdürebilmek için yeni tehditler aramaya başladı. Bu, epigenetik olarak bize aktarılan en büyük bağımlılığımız. Anda kalmak neredeyse imkânsız. Kontrol edebileceğim tek şey ise düşüncelerim, özellikle de kendime dair düşüncelerim."


Bugün sizlerle kendi iç dünyamdan bir parça paylaşmak ve ufak bir giriş niteliğinde olabilecek bu yazıyla sizleri karşılamak istedim. Yoga hayattır; hayat ise sadece var olur. Varlık ise, acılı bir süreçtir, ta ki alışana kadar. Nefes almakta acı çekenimiz var mı? Özel bir sağlık sorununuz yoksa, elbette kimsenin canı nefes alırken acımaz. Kimse ilk nefesini hatırlamıyor ama herkesin ilk nefesi acı doluydu. Tıpkı asanada rahat edene kadar çekilen zorluklar, kas acıları ve ertesi gününde gelen hamlık acısı gibi, hayat da alışana kadar zorlayıcıdır(Konfor alanımız). Kendime dair felsefi düşüncelerimi sizlere aktarırken, sizler de bu düşünceleri okurken, tıpkı bir yoga pozunda olduğu gibi, sürprizlerle karşılaşmaya hazır olun. Beynimizin yanacağı serüven dolu yazılar bu bölümde sizleri bekliyor olacak.


Bu kadar acı demişken, bir çiğ köfte dürüm iyi gitmez miydi?

7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page