Libido ve kadın hormon döngüsü hakkında konuşurken, genellikle "ovülasyon döneminde istek artar, diğer zamanlarda ise kim bilir?" şeklinde basitleştirilmiş bir yaklaşım görülür. Ancak, ovülasyon döngünün sadece kısa bir anıdır ve döngü boyunca cinsel isteğinizin nasıl değiştiğini daha detaylı anlamak önemlidir.
Şimdi, cinsel arzunuzun döngünüz boyunca neden bu kadar dalgalanabileceğine ve bu doğal değişiklikleri nasıl öngörebileceğinize dair temel bilgileri keşfetmeye başlayalım.
Döngünüzde Libido Nasıl Değişir?
Libidonun genellikle ovülasyon sırasında zirveye çıktığı bir sır değil, ancak döngünüzün geri kalan 27 ila 34 günü de rol oynar. (Evet, sağlıklı bir döngü bu kadar değişebilir, bu yüzden döngünüz tam olarak 28 gün değilse endişelenmeyin; 35 güne kadar sağlıklı sayılır.)
Board-certified OB/GYN ve RMA of New York'tan üreme endokrinoloğu Anate Brauer, M.D. hormonların, östrojen, progesteron, dopamin, oksitosin gibi hormonların cinsel isteği farklı şekillerde etkilediğini belirtiyor. Bazıları doğrudan etkilerken, diğerleri duygusal durum ve enerji seviyelerini etkileyerek libido üzerinde dolaylı bir etki yapar. Testosteronun da kadınlarda cinsel istekte rol oynayabileceği öne sürülse de, genel görüş hala net değil.
Bu konuda sınırlı araştırma olmasına rağmen, 2013 tarihli ilginç bir çalışma, foliküler fazda kadınların romantik öpüşmeyi luteal fazdaki kadınlardan daha önemli bulduklarını ortaya koydu. Bu, cinselliğe olan bakış açımızın fazlara göre değişebileceğini gösteriyor.
Döngüde Libido Değişiklikleri
Adet Dönemi:
Adet döneminin başlangıcında enerji veren hormonlarınız düşük seviyededir. Enerji seviyeleriniz düşükse, cinsel faaliyetlere yönelme isteğiniz az olabilir. Ancak bazı kadınlar adet döneminde libido artışı yaşayabilir. Bu, istenmeyen hamilelik riskinin düşük olması ve artan kayganlık gibi hormon dışı faktörlere bağlı olabilir. Adet döneminde libidonuz değişebilir; bazı kadınlar daha yüksek arzu hissedebilirken, diğerleri hiç hissetmeyebilir. Her bireyin durumu farklıdır, bu yüzden her günün tadını çıkarın ve kendi hislerinize güvenin.
Foliküler Faz ve Ovülasyon:
Foliküler faz, menstrüasyon döngüsünün altın çağı olarak düşünülebilir. Bu fazda, östrojen seviyeleri progesterondan daha baskındır ve libido artışı yaşanabilir. Estrojen, ovülasyon öncesi zirveye ulaşır ve bu, cinsel isteğin zirveye çıkmasına neden olabilir. Ayrıca, bu fazda enerji seviyeleri yükselir, vajinal kayganlık artar, uyku kalitesi iyileşir ve ruh hali genellikle luteal faza göre daha olumlu olabilir. Eğer hamile kalmayı planlıyorsanız, foliküler fazda yaşanan bu artış ovülasyonla örtüşür.
Ovülasyon sırasında, kadınların seks başlatma olasılığı daha yüksek olabilir. Eğer hamileliği önlemek istiyorsanız, bu dönemde kondom veya diğer doğum kontrol yöntemlerine dikkat etmelisiniz.
Luteal Faz:
Luteal faz, progesteron seviyelerinin artması ile karakterize edilir ve bu genellikle libidoyu düşürebilir. Bu dönemde enerji seviyeleri düşebilir, uyku sorunları yaşanabilir ve artan irritabilite hissi oluşabilir. Menstrüasyon öncesi bir hafta (PMS dönemi) şişkinlik, kramplar ve akne gibi belirtiler görülebilir. Tüm bu PMS semptomları ve yüksek progesteron seviyeleri, libido seviyelerini etkileyebilir. Ancak, her kadının deneyimi farklıdır; bazı kadınlar bu dönemde daha fazla PMS semptomu yaşarken, diğerleri daha az hissedebilir.
Doğum Kontrolü ve Menopoz
Kombinasyon doğum kontrol hapları, ay boyunca sabit bir hormon dozu sağlar ve bu nedenle hormon değişikliklerinden kaynaklanan libido dalgalanmalarını hissetmeyebilirsiniz. Ancak, tri-fazik haplar doğal döngüleri taklit ettiği için geleneksel değişikliklerle uyumlu olabilir.
Menopoz sırasında, östrojen ve progesteron dahil olmak üzere tüm hormon seviyeleri düşer. Bu, libido üzerinde düşüşlere neden olabilir ve enerji ile vajinal kayganlık da azalabilir.
Hormonal Dengeyi Destekleme İpuçları
Libidonuzun dalgalanmasını kabul etmek, sağlıklı mental ve cinsel sağlık için gereklidir. Ancak, libidonuzu doğal olarak yüksek tutmak için bazı stratejiler uygulamak isteyebilirsiniz:
Hareket:
Düzenli egzersiz yapın: Egzersiz kan akışını artırır ve endorfin salgılar. Egzersiz yaparken kendinizi iyi hissetmeniz, libidonuzun artmasına yardımcı olabilir.
Germe hareketlerine önem verin: Vücudunuzda rahatlık hissetmek cinsel isteği olumlu etkiler. Günlük germe hareketleri, esnekliği artırır ve rahat hissetmenizi sağlar.
Beslenme:
Yüksek şekerli gıdalardan kaçının: İşlenmiş ve yüksek şekerli gıdalar hormon seviyelerini bozabilir ve yorgunluğa yol açabilir.
Tetikleyicileri tanıyın: Şişkinliğe neden olan gıdaları belirleyin ve döngünüzün belirli dönemlerinde bunlardan kaçının.
Afrodisyak gıdaları dahil edin: Oysters gibi çinko açısından zengin gıdalar ve çikolata gibi afrodizyaklar libidoyu artırabilir.
Yaşam Tarzı:
Uykuya öncelik verin: Kaliteli uyku, yorgunluk ve irritabiliteyi azaltabilir. Düzenli bir uyku rutini oluşturun.
Stres azaltıcı aktiviteler bulun: Stres, libidoyu etkiler. Meditasyon, yürüyüşler ve egzersiz gibi stres azaltıcı aktiviteleri hayatınıza dahil edin.
İletişim kurun: Cinsel partnerinizle hislerinizi açıkça konuşmak, ilişkinizin güçlenmesine ve libidonun artmasına yardımcı olabilir.
Ne Zaman Doktora Görünmelisiniz?
"Kalıcı düşük libido, hormonal dengesizlikleri gösterebilir ve tiroid bozuklukları, polikistik over sendromu (PCOS) gibi durumların belirtisi olabilir," diyor Brauer. Bu tür durumlar genellikle düzensiz adet dönemleri ile de birlikte görülebilir. Eğer kronik düşük libido yaşıyorsanız ve döngünüzde anormallikler fark ediyorsanız, bir doktora danışmak iyi bir fikir olabilir.
Sonuç
Bir kadının cinsel isteği kişiseldir ve birçok faktörden etkilenir. Ancak, hormonal açıdan bakıldığında, libido genellikle adet dönemi sonrası foliküler fazda yüksek olur, ovülasyon sırasında zirveye çıkar ve luteal fazda düşüş gösterir. Daha düşük libido yaşamak normal olabilir, ancak sürekli olarak normallerinizden daha düşük bir libido yaşıyorsanız, hormonal dengesizlikleri araştırmak önemlidir.
Comments